Anksiyete, yaşamın her döneminde ortaya çıkabilecek, doğal bir duygudur. Ancak, anksiyete bozukluğu, hafif düşünce ve duyguların normal sınırların ötesine taşınması sonucu ortaya çıkar. Anksiyete bozukluğu, korku, kaygı ve endişe ile karakterize olan bir durumdur.
Anksiyete bozukluğu, kişinin günlük yaşam aktivitelerinden kaçınmasına, sosyal etkileşimleri kısıtlamasına veya düşüncelerine bağlı olarak fiziksel belirtiler göstermesine neden olabilir. Anksiyete bozukluğu, kişiyi diğer insanlarla bağlantı kurmaktan, normal sosyal hayatını sürdürmekten veya çalışmaktan alıkoyabilir.
Anksiyete bozukluğu belirtileri arasında, kişinin korku, endişe, depresyona eğilimli olması, fiziksel olarak yorgunluk, kas gerginliği, titreme, kalp çarpıntısı, terleme, huzursuzluk, yüksek tansiyon, baş dönmesi, çarpıntı, bulantı, konuşma bozuklukları ve nefes alma zorlukları gibi fiziksel semptomların öne çıkmasıdır.
Anksiyete bozukluğu, çeşitli tedaviler ile iyileştirilebilir. Birincil tedavi, hastayı desteklemek ve ona güvence vermek için kişisel psikolojik destek sağlamaktan oluşur. İkinci tedavi, hastaya çeşitli psikoterapiler sağlamak olacaktır. Bu tedavi seçenekleri arasında, kognitif davranışçı terapi, bilişsel yoğunlaşma terapisi, çözüm odaklı terapi, semptom odaklı terapi ve grupların desteklenmesi yer almaktadır. Diğer tedavi seçenekleri arasında, antidepresan ve antipsikotik ilaçlar, hipnoterapi, semptomatik tedaviler ve rehabilitasyon tedavileri de bulunur.
Anksiyete bozukluğu, kişinin hayat kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Ancak, hastalara uygun tedavi ve destek, bu durumu kontrol altına almalarına ve normal yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olabilir. Hastaların, doktorları veya psikiyatristleri ile yakın çalışmaları, gerekli yardımı almalarını sağlayacaktır. Aynı zamanda, hastaların kendileri için destek grupları arayışında olmaları, kişisel ve sosyal gelişimlerini destekleyebilir.
